DOĞA VE İNSAN
- HÜLYA GÜL
- 15 Mar 2016
- 2 dakikada okunur
Çevre: İnsanların ve diğer canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları, fiziki, biyolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel ortam.
Gea : Doğa ana. Mitolojide ilk tanrı. Tüm tanrıların anası ve tabiatın yaratıcısı.
Çevre yerine doğa bilimi demek çok daha anlamlı olurdu. Doğa yasalarını bilen ve uyan insan olmak, dünyamızın ve insanlığın yaşamasını sürdürmesini sağlamak için tek gerekli olan şeydir.
Doğa da her şey bir düzen içinde yürür. Bu düzenin bir bilgisi vardır. Bu bilgi düzenin yasalarını içerir. Yasalar, düzende akan enerji halkaları ile türden türe geçer. Düzene ekosistem diyebilmişiz. Yasalara da şu an bilimin bulabildiği fizik, matematik, biyoloji ya da kimya bilimlerinin içinde sınıflayarak anlatmaya çalışmışız. Ama tanımlarımız, buluşlarımız yetersiz olmuş ki dünyamız yani geamız bozulmaya ve kirlenmeye başlamış. O zaman biz doğa yasalarını keşfetmiş olmuş muyuz? Kesfetsek, onun yasalarına uygun yaşamanın en iyi yaşam şekli olduğunu öğrenmiş olurduk. Böylece de onu bozmaya çalışmazdık.
Biz daha kendi doğamızı keşfedemediğimiz için doğanın da keşfedilmemiş olması anormal değildir aslında. Her gün kendimizle çatışıyor, huzur ve mutluluk için uğraşıyoruz. Davranışlarımızın sonuçlarını hesaplamadan hareket ediyoruz. Gelip geçici değerler peşinde koşuyor, ihtiyaçlara değil de tüketime odaklı yaşıyoruz. Sonuç alarak elde ettiğimiz mutluluklar geçici , huzur anlık duygularda esir.
Doğa öyle mi peki? O her gün yeniden yeniden canlanıyor. Ne zaman başlayıp ne zaman bitireceğini şaşmaz bir şekilde biliyor ve yapıyor. Zamanı gelen doğuyor, işlevi kalmayan ölüyor ve başka bir canlının bedeninde hayat buluyor. Ne atık var, ne çöp. En mükemmel renkleri, en uyumlu şekilde bir araya getiriyor. Onu taklit etmeye çalıştığımızda bunu anlayabiliyoruz. Demek ki çok ince bir zeka ve estetik var her oluşumunda. Gothe’nin de dediği gibi ‘Tabiat, her y
aprağında en derin yazılar olan biricik kitaptır.’
Biz insanoğlu, doğanın nadide bir canlı türüyüz. Ama doğal olmayı kabalık olarak algılıyoruz. Hiçbir canlıya verilmeyen düşünme ve irade yetisi insanda var. Ama tüm canlılar doğa yasalarına uygun hareket ederken insan etmiyor. Bu büyük bir çelişki. Doğanın parçası insan doğal olamıyor. Yaşamak için onu katlediyor ve düşünme yetisini onu besleyen doğayı anlamak için kullanmıyor. Sonra kendi yarattığı felaketler karşısında ağlıyor.
Peki nasıl doğal olabiliriz?

Comments